Her güçlü içerik, net bir fikirle başlar.
Hedeflenen mesajın ne olduğu, kime hitap edileceği ve hangi platformda yayınlanacağı gibi sorulara net cevaplar verilmelidir.
Konu belirleme sürecinde, marka diliyle uyumlu, izleyicinin ilgisini çekecek ve onları aksiyona yönlendirecek içerikler seçilmelidir.
Fikir belirlendikten sonra bir senaryo veya içerik akışı oluşturulmalı. Bu akış, videonun yapısını belirler ve çekim sürecinde yön verir.
Ayrıca içeriğin hangi formatta sunulacağı da planlama sürecinin önemli bir parçasıdır: eğitici mi olacak, eğlenceli mi, bilgilendirici mi?
Bu teknik unsurlar sayesinde izleyici videoya daha uzun süre bağlı kalır ve içeriği paylaşma ihtimali artar.
Video süresi, içeriğin yayınlanacağı platforma göre dikkatlice ayarlanmalıdır.
YouTube gibi platformlar, detaylı anlatımlar için daha uzun videolara izin verirken; Instagram, TikTok ve Reels gibi mecralarda 15-60 saniyelik kısa ve vurucu içerikler tercih edilir.
Her video, klasik bir yapıya sahip olmalıdır:
Giriş:İzleyiciyi içine çeken kısa bir başlangıç
Gelişme:Ana mesajın açıkça verildiği bölüm
Sonuç:İzleyiciyi bir aksiyona yönlendiren kapanış (abone ol, satın al, paylaş gibi)
Bu yapı, izleyicinin içerikte kaybolmadan ilerlemesini sağlar ve mesajın etkili şekilde iletilmesini mümkün kılar.
Video içeriklerin gücü sadece bilgi vermekte değil, izleyiciyle duygusal bir bağ kurmakta yatar.
Bir hikaye anlatımı, karaktere dayalı içerikler ya da samimi konuşmalar, izleyicinin içeriğe kendini yakın hissetmesini sağlar.
İyi yazılmış bir metin, içten bir anlatım ve etkileyici görsellerle birleştiğinde, marka ile kullanıcı arasında güçlü bir bağ kurulabilir.
Özellikle duygusal veya empati odaklı içerikler, izleyicide kalıcı bir iz bırakır ve paylaşılma oranı da oldukça yüksek olur.